pankreas etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
pankreas etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Mayıs 2008 Pazar

İNSANDA SİNDİRİM SİSTEMi

İnsanda sindirim sisteminin bölümleri:

a)Ağız: Dişler, dil, dudaklar b)Tükürük bezleri c)Yutak ve yemek borusu d) Mide e) ince bağırsak f). Kalın bağırsak g)Anüs Sindirime yardımcı organlar : Karaciğer , Pankreas

a. Ağız: İnsanda sindirim ağızda başlar. Ağızda sindirime yardımcı olan dişler, dil ve ağıza açılan tükrük bezleri bulunur. Ağızda; dışarıdan alınan besin maddeleri dişler yardımıyla mekanik olarak, tükürük içinde bulunan enzimle kimyasal olarak sindirime uğratılır.
Dişler, besinlerin mekaniksel olarak parçalanmasını sağlar. Dişin dıştan içe doğru kesiti incelendiğinde mine, dentin ve öz olmak üzere üç bölüm ayırt edilir.
Dil, çizgili kaslardan yapılmış olup, tat almaya, besinleri karıştırmaya, yutmaya ve konuşmaya yarar.

b.*Tükrük Bezleri: Kulak altı, dil altı ve çene altı olmak üzere, ağızda üç çift tükrük bezi bulunur. Tükrük içerisinde amilaz, mukus, Na+ ve Ca++ iyonları vardır. Tükrükte bulunan amilaz pişmiş nişastayı kimyasal olarak parçalayabilir.

c. Yutak ve Yemek Borusu: Dil besinleri yutağa doğru iter. Bu sırada soluk borusu gırtlak kapağı ile kapatılır. Yutak ile mide arasında yemek borusu bulunur. Yutulan besinler yemek borusuna geldiğinde, yemek borusu peristaltik hareketlerle kasılarak besinin ilerlemesini sağlar. Olayda yerçekimininde katkısı vardır.

d.Mide: Mide besinleri depo eden, mekanik olarak parçalayan ve proteinleri sindirmek için enzim salgılar.. Çalışması otonom sisteme ait vagus sinirleriyle denetlenir.

Mide bezleri tarafından mide özsuyu salgılanır. Mide özsuyunun salgılanması gastrin hormonu tarafından sağlanır. Mide özsuyu içerisinde hidroklorik asit (HCl), pepsinojen ve süt çocuklarında lap enzimi bulunur. Mide ortamı asidikdir (pH 2 – 3). Goblet hücrelerinin salgıladığı mukus, mide yüzeyini HCl etkisinden korur.

e. İnce Bağırsak: Kimyasal sindirim ince bağırsakta tamamlanır. Gerekli enzimler ve yardımcı sıvılar, pankreas, karaciğer ve bağırsak çeperinden gelir. Sindirimi tamamlanmış besin maddelerinin emilimi en fazla buradan olur. İnce bağırsağın mideden sonra ilk bölümüne oniki parmak bağırsağı, bundan sonra gelen kısma boş bağırsak ve en son bölgeye kıvrımlı bağırsak denir.
İnce bağırsağın iç yüzeyinde emilme yüzeyini artırıcı villus (tümör) adını verdiğimiz çıkıntılar yer alır. İnce bağırsakta besinlerin hareketini kolaylaştıran, mukus salgılayan goblet hücreleri bulunur. İncebağırsakta besinler yemek borusunda olduğu gibi peristaltik hareketlerle ilerler.

f. Kalın Bağırsak: Kalın bağırsak sindirilmeyen maddeleri toplama ve atma işini görür. İnce bağırsakla kalın bağırsağın birleştiği yerde kör bağırsak (çekum) bulunur.
İnsanda, bu kör bağırsağın ucunda, körelmiş bir çıkıntı apandix bulunur. Kalın bağırsak rektum denilen bir yapı ile sonlanır. Rektumun dışa açılan kısmına anüs denir. Kalın bağırsakta ince bağırsaktan farklı olarak villuslar bulunmaz ve kimyasal sindirim yapılmaz.

g. Pankreas : Pankreas dış salgı olarak farklı besinler için sindirim enzimleri içeren pankreas özsuyunu salgılar. Bunların en önemlileri; amilaz,

lipaz, peptitaz ve nükleazlar dır.
Pankreas özsuyunun salgılanması ince bağırsaktan gelen sekretin hormonu tarafından düzenlenir.

h. Karaciğer: Karaciğer vücudun en önemli organlarındandır. Karaciğerin yapı ve görevi birimi lopcuklardır.
Karaciğerin alt yüzeyinde safra kesesi (öd kesesi) bulunur. Karaciğer hücreleri tarafından üretilen safra karaciğer kanalıyla öd kesesine getirilir.
Safranın içinde safra tuzları, kolesterol, yağ asitleri, safra pigmentleri ve su bulunur.

Safranın Görevleri :
· Yağların mekanik olarak sindirilmesini sağlar.
· Yağda eriyen A - D - E - K vitaminlerinin emilimini artırır.
· Mideden gelen asidik besinleri bazik hale getirir.
· Bağırsak kokuşmalarını önler, zararlı bakterilerin üremesine engel olur.
· Bağırsak villuslarının hareketini artırır.
Karaciğere iki kaynaktan kan gelir. Birincisi dalak ve sindirim organlarıdır. Bunlardan toplanan kan, kapı toplar damarı ile karaciğere götürülür.
İkincisi damar ise aortun bir koludur. Aorttan gelen kan karaciğer atar damarı yoluyla karaciğere ulaşır.

Karaciğerin Görevleri :
· Vücut ısısını düzenler.
· Antitoksik fonksiyonu ile zehirli (toksik) maddeleri zehirsiz hale getirir.
· Pıhtılaşmada rol oynayan protrombin ve fibrinojeni üretir.
· Yaşlı alyuvar hücrelerini parçalar. Embriyo döneminde kan hücrelerinin üretimini sağlar.
· Kanda bulunan fazla glikozu glikojen halinde depo eder.
· Safra üretir ve salgılar. Bunun için alyuvarların parçalanması sırasında

açığa çıkan hemoglobini kullanır.
· Kanın damar içinde pıhtılaşmasını engelleyen heparini üretir.
· D, B, A ve bağırsaklarda sentezlenen, kanın pıhtılaşmasında rol oynayan K vitamini ile; demir, kalsiyum, bakır, protein ve yağları depo eder. Karotenden A vitamini sentezler.
· Zehirli (amonyaklı) maddeleri daha az zehirli üre ve ürik asit haline dönüştürür.
· Cinsiyet hormonlarının fazlasını yok eder.
· Lenf yapımında görev alır. Antikorların önemli bir kısmını üretir.
· Proteinlerin karbonhidrat ve yağlara dönüşümünü

ENDOKRİN SİSTEMİ

Çok hücrelilerde vücudun uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlayan sistemlere düzenleyici sistemler denir. Düzenleyici sistemler endokrin sistem ve sinir sisteminden oluşur.
Endokrin sistem iç salgı bezlerinden oluşur. İç salgı bezlerinin salgılarına hormon denir.
Hormonların Özellikleri :
· Az miktarlarda üretilir ve etkisini gösterirler.
· Hayvanlarda ve insanda kanla, bitkilerde ise soymuk borularıyla taşınırlar.
· Kanalsız bezlerden salgılanırlar.
· Sinir doku tarafından da salgılanırlar. Sinir uçlarından hormon salgılanmasına nörosekresyon denir.
· Etkilerini yavaş yavaş ve uzun sürede gerçekleştirirler.
· Hormona has reseptörünü (zardaki alıcısını) kaybeden hücreler hormon tarafından etkilenmez.
· Az veya çok salgılandıkları zaman çeşitli metabolik bozukluklar meydana getirirler.
· Genellikle protein veya steroid yapıda olan büyük moleküllerdir.
Görevleri :
· Vücudun büyümesini kontrol ederler.
· Üremeyi düzenlerler ve ikincil eşey özelliklerinin gelişmesine yardımcı olurlar.
· Vücudun iç dengesinin kurulmasında (homeostasi) görev alırlar.
· Sinir sistemiyle birlikte koordinasyon ve bütünleştirme görevini yaparlar.
İNSANDA ENDOKRİN SİSTEMİ
İnsan vücudundaki düzenleme ve denetim olaylarını sağlayan en önemli merkez beynin tabanında bulunan hipotalamustur. Hipatalamus bütün iç organlarla ve beynin diğer bölgeleriyle sinirsel bağlar kurmuş durumdadır.
İnsanın endokrin sistemini meydana getiren başlıca iç salgı bezleri hipofiz, tiroit, paratiroid, böbrek üstü, pankreas, epifiz, timus ve eşeysel bezlerdir.
1. Hipofiz Bezi
Ön lop epitel hücrelerden, arka lop ise sinir hücrelerinden meydana gelmiştir.Hipofiz bezi diğer bezlerin çalışmasını düzenler.

Hipofiz Ön Lobunun Hormonları
a. STH
(Somatotropin )
· Uzun kemiklerin boyca uzamasını sağlar, kasların büyümesini kontrol eder.
· Protein, sentezini artırır, yağ ve karbonhidrat metabolizmasını etkiler.
· Büyüme çağında fazla salınması devliğe (gigantizm), az salınması cüceliğe (nanizm) neden olur.
· 25 yaşından sonra çok salgılanacak olursa el, ayak, burun ve yüzde uzama görülür.
b. Gonadotropinler (Üreme Hormonları) :
· FSH (Folikül Uyarıcı Hormon) : Dişilerde ovaryumdaki folikülleri uyararak yumurta olgunlaşmasını etkiler. Erkeklerde spermlerin üretilmesini (spermatogenez) ve testosteron salgılanmasını kontrol eder.
· LH (Lüteinleştirici Hormon) : Dişilerde ovulasyonu (yumurtanın ovaryumdan yumurta kanalına atılması) ve sarı cisim denilen hormon salgılayan yapının oluşmasını sağlar. Erkeklerde Leydig hücrelerinin testosteron hormonu salgılamasını uyarır.
· LTH (Luteotropik hormon = Prolaktin) : Gebelik sırasında ve doğumdan sonra süt bezlerinin gelişmesini, sütün memeden akmasını ve annelik duygusunun oluşmasını sağlar. LTH ayrıca yumurtalıktaki sarı cismin sağlam kalmasını da sağlar.
c. TSH (Tiroit Uyarıcı Hormon = Tirotropin) : Tiroid bezini uyararak Tiroksin hormonunun salınmasını sağlar.
d. ACTH (Adrenokortikotropik Hormon) : Böbrek üstü bezlerini uyararak Aldosteron ve Kortizol hormonlarının salgısını kontrol eder.
e. MSH (Melanosit Uyarıcı Hormon) : Melanin pigmentinin oluşumunu kontrol eder. Bu pigment derinin bronzlaşmasında etkilidir.
Hipofiz Arka Lobunun Hormonları
a. Vazopressin
(Antidiüretik Hormon = ADH) : Kan damarları duvarlarındaki düz kasları etkileyerek bu kasların kasılmasını ve dolayısıyla kan basıncının yükselmesini sağlar. Böbrek hücrelerini etkileyerek idrar tüplerinden suyun geri emilmesini sağlar.

NOT:Yetersiz salınması halinde bol idrar atılır Kişi sürekli su içmek ister. Bu belirtiler şeker hastalığında da olduğu için bu duruma “şekersiz şeker hastalığı” denilmiştir.
b. Oksitosin : Düz kasların kasılmasını uyararak özellikle doğumda rahim kasılmalarını artırır, doğumu kolaylaştırır. Ayrıca sütün dışarı verilmesine yardımcı olur.
2. Tiroid Bezi
Tiroid bezi insanda gırtlak bölgesinde bulunan iki loptan meydana gelmiş bir bezdir. Tiroid bezinden tiroksin hormonunun salgılanmasını TSH kontrol eder. Tiroit bezinin iki hormonu vardır.
a. Tiroksin : İyot içeren amino asit türevi bir hormondur. Çok hücreli canlılarda hücrelerdeki oksidasyon (O2'li solunum) hızını düzenler. Kandaki tiroksin miktarı artarsa hücrelerin O2 kullanımı artar. (Bazal metabolizma yükselir.)
b. Kalsitonin (Tirokalsitonin) : Kandaki Ca++ miktarını düşürücü etkiye sahiptir. D vitamini ile beraber çalışarak kandan kemiklere kalsiyum geçişini sağlar. Bu hormon paratiroit bezinin hormonlarıyla birlikte (zıt) çalışır.
UYARI:Tiroid Bezinin Aksaklıkları :
Kanda tiroksin az ise;
· Bazal metabolizma düşer.
· Aşırı şişmanlık görülür.
· Vücut ısısı düşer.
· Hücreler arası maddede Na ve H2O nun artmasına kandaki kolesterolün yükselmesine neden olur.
· Uyuşukluk hali görülür.
· Büyüme çağındaki azlık ise; cüceliğe ve ahmaklığa (beynin gelişmemesine) neden olur.
Kanda tiroksin fazla ise;
· Bazal metabolizma artar.
· O2 li solunum hızlandığından kilo kaybı olur.
· Vücut ısısı artar.
· Sıkıntı ve depresyon hali, göz bebeklerinde büyüme ve kalp çarpıntısı görülür.

3. Paratiroid Bezi
Bu bezler tiroid bezinin arka yüzeylerine gömülmüş olarak bulunan dört küçük bezdir. Parathormon salgılarlar.
Bu hormon kemiklerden ve bağırsak epitelinden kana Ca++ geçişini hızlandırır. Vücutta Ca++ ve P metabolizmasını düzenler. Eksikliğinde, kanda Ca++ azalacağı için kaslarda ağrılı kasılmalar ve titreme (tetani hastalığı) görülür.
Parathormonun Görevleri
· Kanda Ca++ ve fosfat dengesini düzenleyerek kalsiyumun belli bir düzeyde kalmasını sağlar.
· İnce bağırsaklarda sindirimi tamamlanan besinlerdeki kalsiyum iyonlarının kana absorbsiyonunu (emilim) sağlar.
· Böbrek tüplerinden kalsiyum iyonlarının kana geri emilmesini sağlar.
· Gerektiğinde kemiklerden kana kalsiyum geçişini sağlar.
4. Böbrek Üstü Bezleri
Böbreklerin üst kısmında bulunan iki küçük bezdir. Zengin kan damarları taşıyan bu bezler yapı ve fonksiyon bakımından iki kısma ayrılırlar.
a. Kabuk kısmı (= Adrenal Korteks) : Bu kısımdan salınan hormonların en önemlileri kortizol ve aldosterondur. Bu salgıyı hipofizden gelen ACTH uyarır.
Kortizol; Protein ve şeker metabolizmasını düzenler. Yağ metabolizmasında az da olsa etkilidir. Kas hücrelerinde amino asitleri, yağ dokularından yağ asitlerini serbest hale getirir. Böylelikle açlık ve diğer stresli durumlarda gereken enerji glikoz yerine öncelikle yağ asitlerinden elde edilir. Bu sayede kandaki glikoz seviyesi korunmuş olur. Ayrıca protein ve yağlardan glikoz sentezlenmesini de uyarır.
Aldosteron; böbreklerden Na+ ve Cl– iyonlarının geri emilmesini hızlandırarak K+ iyonlarının ise atılmasını sağlayarak tuz ve su dengesini düzenler. Yetersizliğinde, kanda fazla K+ birikir ve deri tunç rengini alır (Addison hastalığı).
b. Öz Bölgesi (Adrenal medulla) : Buradan salgılanan Epinefrin (Adrenalin), sempatik sinirleri çalıştırarak;

· Kalp atışlarını hızlandırır,
· Kan basıncını yükseltir.
· Saç ve vücut kıllarını dikleştirir.
· Göz bebeklerini büyütür.
· Karaciğer ve kaslarda glikojenin glikoza dönüşümünü (yıkımını) uyarır.
Bunların sonucunda;
· Beyne daha fazla kan gider.
· Kanın pıhtılaşma süresi kısalır.
· Vücutta yorgunluğa karşı dayanıklılık artar.
· Hipofizin ACTH salgılaması uyarılır.
· Kan şekeri artar.
*Soğuk, ağrı ve bazı ilaçlar epinefrin salgısını fazlalaştırır.
Nörepinefrin (Nöradrenalin) ise; kan damarlarını daraltarak kan basıncını yükseltir.
5. Pankreas
Açık bez olarak birçok enzim, kapalı bez olarak iki çeşit hormon salgılar.
a. Dış Salgı (Enzimler) : Pankreasın dış salgısını oluşturan pankreas özsuyu oniki parmak bağırsağına bütün besinlerin sindirimini sağlayan enzimleri taşır.
b. İç Salgı (Hormonlar) : Pankreasın iç salgısını oluşturan hormonlar kana salınır. Langerhans adacıklarında iki tip hücre bulunur. Alfa (a) hücreleri glukagon hormonu, beta (b) hücreleri de insülin hormonu salgılarlar.
İnsülin; Kanda şeker (glikoz) seviyesi yükselirse, pankreastan salgılanan insülin kan yoluyla karaciğere geçer. Karaciğerde glikozun, glikojen ve yağlara dönüşümünü hızlandırır. Böylece kandaki glikoz miktarı normal seviyesine düşer ve glikozun fazlası karaciğer veya kaslarda depolanmış olur. İnsülinin karbonhidrat metabolizmasına ait etkisi üç madde halinde özetlenebilir:
I..Glikoz metabolizmasının hızını artırır.
II..Kan şekerinin miktarını azaltır.
III..Dokularda glikojen depolanmasını sağlar.
Şekil : Kan Şekerinin Hormonlarla Ayarlanması

İnsülin hormonunun az salgılanması halinde kanda glikoz normal değerinden yükselir ve şeker hastalığı ortaya çıkar.
Glukagon : Karaciğerden kana glikoz geçişini hızlandırarak kan şekerini yükseltir.
Kanda glikoz seviyesi düşerse, böbrek üstü bezlerinden salınan adrenalin karaciğerdeki glikojenin glikoza dönüşümünü sağlar. Pankreas ise glukagon salgısını artırır, glukagon da glikozun, karaciğer ve kaslardan kana geçmesini sağlar. Böylelikle kan şekeri belirli seviyede tutulmuş olur.
6. Timus Bezi
Göğüs boşluğunda kalbin üst kısmında bulunur. Çocukluk evresinde büyüktür, fakat gençlik çağının başlamasından sonra küçülür.
Çocukluk çağında çalışan bu bez ergenlik döneminden itibaren körelir. Bu nedenle büyümede ve eşeysel olgunluğa erişmede etkili olduğu düşünülmektedir

7,Epifiz Bezi:Beyinin arka ucunda, mercimek tanesi büyüklüğünde bir bezdir. Epifiz başlangıçta ışık duyumlu iki organ iken sonradan tek kalmıştır.Melatonin ve özellikle seratonin gibi biyojen aminler salgılarlar.Epifiz bezleri salgıladığı hormon ile eşey bezlerinin vaktinden önce gelişmesini engeller.Vücudun su dengesinin ve kan basıncının kontrolünden sorumludur. Diğer bezlerin (tiroit, böbrek üstü bezi…) çalışmasını kontrol eder. Dokuz yaşından sonra işlevini kaybetmeye başlar. Melatonin denen salgının ne işe yaradığı henüz bilinemiyor.