kas etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kas etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Mayıs 2008 Pazar

Hayvansal Dokular

Bitkilerin ve havyaların yapısını oluşturan hücrelerin yapısal farklılıklarına ek olarak bu canlı gruplarının dokuları da çeşitli farklılıklar içerir.
Hayvansal dokular genellikle iki temel elemandan oluşur. Bunlardan birincisi dokuya ait hücreler diğeri ise bu hücrelerin arasını dolduran, dokuya özgü ara maddedir.

Hayvansal dokular görev ve yapılarına göre şu şekilde gruplandırılabilir;

* Epidermis Dokusu
* Temel Bağ Doku
* Yağ Doku
* Kan Doku
* Kıkırdak Doku
* Kemik Doku
* Kas Doku
* Sinir Doku

1. Epitel Doku

1. Tek tip hücrelerden oluşur, bu hücrelerin şekilsel farklılıkları olabilir.
2. hücreleri arasında boşluk ya hiç bulunmaz yada çok azdır. hücreler arası maddenin en az olduğu hayvansal doku tipidir.
Epitel dokunun vücutta üç tipi bulunur;

Örtü Epiteli
Organlar ile vücudun iç ve dış yüzeyini örter. Böylece vücudu ve organları fiziksel ve kimyasal etkilere karşı korur. Aynı
zamanda mikroorganizmaların vücuda girişini engelleyen doğal bir bariyerdir.

Örtü epitelinde kan damarı bulunmaz, bu nedenle beslenmesi bu dokunun altında yer alan bağ dokudan difüzyon yolu ile sağlanır.

Sindirim sistemi organlarının iç yüzeyinde villus ve mikrovillus yapılarını oluşturarak madde emilimini sağlar.

Örtü epitelinin
* Tek katlı örtü epiteli
* Çok katlı örtü epiteli

şeklinde iki tipi bulunur. Tek katlı örtü epiteli de hücrelerin şekillerine göre yassı, kübik, silindirik olmak üzere üç tiptir.

Salgı Epiteli
Vücutta salgı üretmek ve salgılamak üzere özelleşmiş olan epiteldir. Salgı yeteneği olan organlara bez adı verilir.

Salgı bezleri hücre sayısına göre;
* Tek hücreli Bezler
* Çok hücreli Bezler

şeklinde gruplandırılırlar. Tek hücreli bezler goblet hücresi olarak da bilinir. Bu hücreler tek başlarına salgı yapabilme yeteneğinde olup özellikle mide, solunum yollarlı gibi yerlerde mukus salgısının üretilmesini sağlarlar.

Salgı bezleri salgılarını döktükleri yere göre de sınıflandırılabilir.
* Salgısını bir kanalla veya doğrudan vücut dışına yada vücut boşluklarına boşaltan bezlere kanallı bezler veya endokrin bezler,
* Salgısını kana veren bezlere ise kanalsız
veya endokrin bezler adı verilir.

Bunlara ek olarak pankreas gibi bazı bezler hem endokrin hem ekzokrin bez niteliğindedir.

Duyu Epiteli
Vücudun içinde ve dışında bulunabilen, iç ve dıştan gelen uyarıları alabilen, aldığı uyarıyı sinir sistemine aktarabilen özelleşmiş epitel hücreleridir. Özelleşmiş bu hücrelere reseptör denir. Reseptörler duyarlı oldukları uyarı tipine göre isimlendirilirler.

2. Bağ Doku
Çok miktarda hücreler arası madde ve dokuya özgü hücrelerden oluşur. hücreler arası madde kanda olduğu gibi sıvı, kemikte olduğu gibi katı olabilir.

a. Temel Bağ Doku
Asıl bağlayıcılık görevindeki bağ doku tipi bu olduğu için temel bağ doku olarak adlandırılır.
Vücudun hemen hemen her yerinde bulunabilir. Bu nedenle bitkilerdeki parankima dokusuna özdeş kabul edilir.
hücreler arası madde doku hücreleri tarafından üretilir. Temel bağ dokunun ara maddesi yarı sıvı bir madde içinde çok sayıda liften oluşur.

Hayvanlarda üç tip lif bulunur;
* Kollojen lifler (Beyaz lifler): Kollojen adı verilen bir proteinden oluşan esnek protein ipliklerdir. Uzama yetenekleri çok azdır. Bulundukları yere esneklik ve dayanıklılık sağlarlar.
* Elastik lifler (Sarı lifler): Elastin adı verilen bir proteinden oluşmuş esnek protein ipliklerdir. Bir yay gibi yüksek uzama yeteneğine sahiptirler. Bulundukları
yapının yüksek oranda genleşmesini ve eski şeklini geri kazanabilmesini sağlarlar.
* Retiküler lifler (Ağsı lifler): İpliklerin bir ağ gibi düzensiz şekilde dizildiği ipliklerdir. Daha çok farklı doku tiplerinin birleştiği kısımlar ile yüksek dayanıklılık gereken bölgelerde bulunurlar.

Temel bağ doku içinde birkaç tip hücre yer alır:
* Fibrositler: Temel bağ dokunun esas hücreleri olup ara madde içindeki liflerin sentezini sağlarlar.
* Makrofajlar: Amipsi hareket edebilen, fagositoz yeteneğindeki bağışıklık sistemi hücresidir.
* Mast hücreleri: Kanın damar içinde pıhtılaşmasını engelleyen heparin ile kan damarlarını genişleten histamin maddelerini salgılarlar.

b. Yağ Doku:
Bağ dokunun özelleşmesiyle oluşmuştur. Yağ doku hücrelerine lipoblast adı verilir.

c. Kıkırdak Doku:
hücrelerine kondrosit, ara maddesine kondrin denir.

Köpek balıkları ve vatozlar hariç tüm omurgalılarda embriyonik iskeleti kıkırdaktan, ergin iskeleti ise kemikten oluşur. Köpek balıkları ve vatozlarda iskelet hep kıkırdak olarak kalır.
Kıkırdak dokuda kılcal kan damarı bulunmadığından hücrelere besin ve oksijenin ulaştırılması ile artıkların hücrelerden uzaklaştırılması bağ dokudan difüzyonla sağlanır.
Kıkırdak doku ara maddede bulunan liflere göre hiyalin, elastik ve lifli olmak üzere üçe ayrılır.
* Hiyalin Kıkırdak: Ara maddede bol miktarda kollojen lifler bulundurur. Omurgalıların embriyonik iskeletini oluşturan kıkırdak tipidir. Kollojen fibrillerin saydam rengi nedeniyle bu kıkırdak saydamdır.

* Elastik Kıkırdak: Ara maddede bol miktarda elastik lifler bulunur. Elastik fibrillerin rengi nedeniyle sarı renklidir. Bileşiminde az miktarda kollojen lifler de bulunur.
* Fibröz Kıkırdak: Çok yoğun miktarda kollojen lif, az miktarda hücre içerir.

d. Kemik Doku:
hücrelerine osteosit adı verilir. Ara maddede organik ve inorganik bileşenler yer alır.
Osteositler tarafından sentezlenen kollojen lifler ara maddenin organik kısmını oluşturur ve osein olarak adlandırılır.
Bunun yanında kemik ara maddesinde yüksek miktarlarda inorganik maddeler yer alır. Bu inorganik maddeler çoğunlukla kalsiyum fosfat, kalsiyum karbonat ve magnezyum fosfat gibi inorganik maddelerdir. Yaş ilerledikçe kemik dokudaki organik madde miktarı azalır, inorganik madde miktarı artar.

Kemik doku yapısal olarak ikiye ayrılır :
* Süngerimsi Kemik Doku: Osteositler düzensiz olarak dizilmiş olup dokunun içinde çok sayıda delik bulunur. Adı da buradan gelmektedir. Bu deliklerin içi ilik adı verilen özel bir bağ doku ile doludur. Kırmızı renginden dolayı kırmızı ilik olarak adlandırılan bu yapı kan hücrelerinin sentezini gerçekleştirir.
* Sıkı kemik Doku: Süngerimsi kemik dokunun tersine hücreler özel ve düzenli bir dizilim gösterir. Osteositler uzun
merkezi bir kanalın etrafından birkaç halka oluşturacak şekilde dizilmişlerdir. Bu uzun merkezi kanala Havers kanalı adı verilir. Havers kanalı sıkı kemik dokunun içinden damar ve sinirlerin geçtiği ana kanallardır. Bu kanallar arasında Walkmann kanalları denilen bunları bağlayan ince kanalcıklar da bulunur.

3. Kas Doku

Kas dokusu kas sistemini kas sistemi de iskelet sistemiyle birlikte canlılarda destek ve hareketi sağlar. Kas dokusunu oluşturan hücrelerin zarlarına sarkolemma, sitoplazmasına sarkoplazma, endoplazmik retikulumlarına da sarkoplazmik retikulum denir. Kas sarkoplazmasında miyofibril adı verilen telcikler bulunur. Miyofibriller aktin ve miyozin adı verilen, kasılmayı sağlayan proteinlerden oluşur.
Kas dokuda hücreler arası madde ya hiç yok yada çok az bulunur.
Kaslar yapı ve çalışmaları bakımından üçe ayrılır;

Düz Kas
* İnce uzun veya çubuk şeklinde hücrelerden oluşur.
* hücreleri tek çekirdekli ve çekirdek hücrenin ortasındadır.
* Bantlı yapı göstermez.
* İç organlarda bulunur.
* İstem dışı çalışır. Otonom sinir sistemi ile kontrol edilir
* Yavaş kasılır ancak uzun süre kasılı halde kalabilir
* Sadece oksijenli solunum görülür.

Çizgili Kas

* Mikroskop altında incelendiğinde bantlı yapı gösterir
* hücreleri uzun, silindirik ve kalın uçludur.
* Çok çekirdekli görünür ve çekirdekler hücrenin kenarlarında konumlanmıştır.
* İskeleti sarar.
* İstemli çalışır. Merkezi sinir sistemi kontrolündedir.
* Hızlı kasılır. Çabuk yorulur.
* Oksijenli solunum ve laktik asit fermantasyonu yapabilir.

Kalp kası
* Çizgili kas yapısındadır.
* Bantlı yapı gösterir.
* hücreleri tek çekirdekli ve çekirdek hücrenin ortasındadır.
* İstem dışı çalışır.
* Otonom sinir sistemi ile kontrol edilior.
* O2 ihtiyacı fazladır. Sadece oksijenli solunumla ATP üretir.

4. Sinir Doku

Sinir hücreleri embriyolojik gelişim sırasında embriyonun ektoderm tabasının farklılaşmasıyla oluşur. Sinir doku uyartıları alma, iletme ve gerekli cevapları verme özelliği olan hücrelerden oluşmuştur. Sinir hücrelerine nöron denir. Bir nöron; dendritler, hücre gövdesi ve akson olmak üzere üç ana kısımdan oluşur.
Nöronların çoğunda, aksonu saran schwan hücrelerinden oluşmuş miyelin kılıf bulunur. Miyelin kılıf, uyarıların iletimini hızlandırır. Miyelin kılıfın aralarındaki kesik bölgelere ranvier boğum denir.
Nöronda uyartı sonucu oluşan elektrokimyasal değişime impuls denir. İmpulsun iletim yönü daima dentritten aksona doğrudur.
Bir nöronun aksonu ile diğer nöronun dendritinin arasındaki boşluğa sinaps denir. İmpulsun sinapslardan geçişi kimyasaldır.
Sinir hücreleri bir kez oluştuktan sonra bir daha bölünüp çoğalamazlar. Ergin bir insanda zarar gören sinir hücreleri yenilenemez. Ancak bozulan sinir dokusunun yerine özel bir bağ dokusu kaplar.

3 Mayıs 2008 Cumartesi

CANLILARDA DESTEKLEYİCİ YAPILAR

İskelet ve kas sistemi , canlıların kendilerine ait şekillerini koruyan ve hareketlerini sağlayan sistemlerdir.Bu iki sistemin bulunduğu canlılar özellikle omurgalılardır.İskelet sadece hareketi sağlamakla kalmaz ,ayrıca vücudun dayanıklılığını da artırır . Kaslar ise canlıların aktif yer değiştirmelerine yardımcı olur.
Bir hücreli canlılarda , insanlarda ve hayvanlarda bulunan gelişmiş yapılı hareket organları yoktur.Bunlarda hareket ; sitoplazma veya hücre zarından oluşan bazı özel yapılarla sağlanır. Hareketin gerçekleştirilmesi ya bulunulan ortamla pasif olarak , yada özel yapılarla aktif olarak sağlanabilir.

A . PASİF HAREKET
Bu çeşit harekette , canlı yer değiştirmek için kendi enerjisini kullanmaz . Bulunduğu veya yaşadığı ortamın hareket etmesiyle, hareket sağlanmış olur . Örneğin ; bir çok bakteri ve tek hücreli canlı yaşadıkları suyun hareketi ile yer değiştirebilir.

B . AKTİF HAREKET
Bazı bir hücreli canlılarda ise, hareketin sağlanmasında hücre zarından oluşturulan özel yapılar kullanılır. Bu şekilde, canlının bir uyarana bağlı olarak, ve enerji harcayarak yer değiştirmesine taksis (göçüm) denir. Taksis hareketleri; yalancı ayaklar, siler veya kamçı kullanılarak gerçekleştirilebilir.
Yapılan hareket uyarının yönüne doğru ise pozitif taksis, uyarının zıt yönüne doğru ise zıt taksis adını alır. Örneğin; öglenanın ışığa doğru gitmesi pozitif fototaksis, amipin ısı kaynağından uzaklaşması negatif termotaksis, paremesyumun besin kaynağına doğru gitmesi ise, pozitif kemotaksis olarak adlandırılır.
*Amipsi hareket: Kök ayaklılar grubunda incelenen amip gibi bazı bir hücrelilerde , sitoplazmada bulunan ve kasılıp gevşeme
özelliğine sahip olan proteinler sayesinde, yalancı ayaklar oluşturulur . Bu şekilde oluşturulan yalancı ayaklar sayesinde, besinlerin alınması ve organizmanın yer değiştirmesi sağlanır . Yalancı ayak oluşturma, insan vücudundaki akyuvarlarda ve yine bir protist olan cıvık mantarlarda da görülür.
* Sil hareketi: Terliksi hayvan (paramesyum) gibi bir hücreli canlılarda görülür. Bunlarda hücre yüzeyinden çıkan çok sayında küçük sil, birlikte hareket ederek canlının yer değiştirmesini sağlar.
* Kamçı hareketi: Öglena ve bazı bir hücrelilerde, bazı bakterilerde sperm hücrelerinde hücre zarından uzanan bir veya birkaç tane kamçı ile hareket sağlanır. Protein yapılı olan kamçılar, su içinde burgu hareketi yaparak, canlının yer değiştirmesini sağlar.

Bir hücreli canlılarda, gelişmiş yapılı destek sistemleri bulunmaz. Ancak paramesyum ve öglena gibi bir hücrelilerde, pelikula denilen bir zar kalınlaşması bulunur. Bazen pelikulann yapısında kalsiyum ve silisyum minerallerinin birikmesiyle sert bir kabuk oluşur. Süngerlerde iç iskelet, spikül denilen yapılardan oluşur. Bunlar, kalsiyum karbonat ve silis gibi inorganik ve spongin gibi organik maddeden oluşan küçük yapılı iğne şeklinde kemiklerdir.Bu iğneler süngere, desteklik sağlayan bir iç iskelet olarak görev yapar. Derisi dikenlilerde, iskelet birbirine bağlanmış plakalardan meydana gelir. Bu plakalar üzerinde dikenler bulunur.
Hayvanlarda İskelet Sistemi
Hayvanlarda görülen iskelet iç ve dış olma üzere iki tiptir. Vücudu dış kısımdan örten ve destekleyen iskelete dış iskelet, iç kısımda bulunanlara da iç iskelet denir.

a.Dış iskelet: Bir hücre veya özel hücre grubunun salgıladığı organik ve inorganik maddelerden meydana gelir. Dış iskeletin üzerinde hiçbir vücut örtüsü bulunmaz. Kaslar iskelete içten bağlanmıştır. Vücut için iyi bir koruyucu olan dış iskelet karada
yaşayan organizmalarda fazla su kaybını önler. Dış iskelet esnek bir yapıya sahip olmadığı için, eklem bacaklılarda büyüme sırasında zaman zaman değiştirilir.
b. İç iskelet: Vücudun içinde bulunur. Kaslar iskelete dıştan bağlanmıştır. Üzeri çeşitli vücut örtüleri ile örtülmüştür. Omurgalılarda çok iyi gelişmiş bir iç iskelet vardır.

Köpek balıklarında iç iskelet kıkırdaktan ibarettir. Bu iskelet bütün hayat boyunca kemikleşmeden kalır. Diğer omurgalılarda ise embriyo döneminde kıkırdak dokusundan oluşan iç iskelet daha sonra kemik dokuya dönüşür.